2.KÖPRÜLER VE VİYADÜKLER SEMPOZYUMU GERÇEKLEŞTİRİLDİ

Eklenme Tarihi: 03/10/2012

Şubemizin yürütücülüğünü yaptığı 2. Köprüler ve Viyadükler Sempozyumu 28-30 Eylül 2011 tarihleri arasında Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Kongre ve Kültür Merkezinde gerçekleştirildi.

Uluslararası katılımın yoğun olduğu sempozyumda köprü ve viyadüklerin projelendirilmesinden, yapımına; bakım ve işletmesinden, onarımına kadar pek çok konuyu ele alan sunumlar yapıldı. Sempozyuma İMO Yönetim Kurulu Başkanı Serdar Harp, İMO Yönetim Kurulu Sayman Üyesi Züber Akgöl, AKP Eskişehir Milletvekili Salih Koca, CHP Eskişehir Milletvekili Kazım Kurt, Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen, CHP İl Başkanı Erman Gölet, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hasan Gönen, çok sayıda İMO üyesi, öğretim görevlisi ve inşaat mühendisliği öğrencisi katıldı. 
 
Açılış konuşması İMO Eskişehir Şube Başkanı Fercan Yavuz tarafından yapılan sempozyumda İMO Yönetim Kurulu Başkanı Serdar Harp de bir konuşma yaptı. Serdar Harp, sempozyumun hayat bulmasında emeği bulunan bilim kuruluna, düzenleme kuruluna ve İMO Eskişehir Şubesi`ne teşekkür etti.

   
Şube Başkanımız Fercan YAVUZ`un açılış konuşması

Sayın milletvekilleri,
Büyükşehir Belediyemizin Sayın Başkanı,
Eskişehir Osmangazi Üniversitesinin Sayın Rektörü,
Üniversitelerimizin değerli dekanları ve bilim insanları
Çifteler ilçemizin sayın belediye başkanı
TMMOB ye bağlı odaların, yerel yönetimlerin ve kamu kurumlarının değerli yöneticileri
Basınımızın güzide temsilcileri,
Değerli konuklar, sevgili meslektaşlarım.

2. köprüler ve viyadükler sempozyumuna hepiniz hoş geldiniz.

 İnşaat mühendisleri odası Eskişehir şubesi, tarihinde ilk defa uluslar arası katılımlı bir toplantı düzenlemektedir. Bugün böyle bir organizasyonu gerçekleştirmenin onurunu yaşıyoruz.

Değerli katılımcılar,
İnsanoğlu yaratıldığı tarihten itibaren, bulunduğu çevrenin dışına çıkma arzusu duymuş, bazen de çok uzaklara gitmeyi başarmıştır.

 Bu yolculuklarda en büyük sorun ise derin vadiler ve akarsuları aşmak olmuştur. 

Bu tür engelleri aşmak için, sürüklenen taşları ve devrilen ağaçları kullanan insanoğlu, bunları örnek alarak, geçit olarak kullanabileceği yapıların ilk adımlarını atmıştır.

 İşte O günden bu güne iki yakayı herhangi bir şekilde birbirine bağlayan yapılara köprü denmektedir. 

Köprü sözcüğü, zaman içinde sadece bir yapıyı ifade etmekten çıkarak, farklı olanları birbirine bağlamak anlamına gelmiştir. 

Bu bağlamda köprülerin, bir yolun devamını sağlamanın dışında en önemli fonksiyonu, farklılıkları birbirine bağlayarak medeniyetleri geliştirmeleridir. 

Asya ve Avrupa kıtası arasında köprü durumunda olan ülkemiz toprakları üzerinde, büyük göçler, seyahatler ve savaşlar yaşanmıştır. 

Dolayısıyla çeşitli engelleri aşmak için bu topraklar üzerinde muhteşem köprüler inşa edilmiştir. 

Osmanlı imparatorluğu, savaşçı ruhundan olsa gerek, köprü inşaatına her zaman ilgi göstermiştir.

 Hatta alanında yetkin isimlere köprü projeleri hazırlatmıştır. 

Leonardo da vincinin, Haliç için, uygulaması mümkün olmayan uçuk eskizleri olduğu bilinmektedir.

 Michelangelo`nun yaşadığı maddi sıkıntı sonrası İstanbul gelerek köprü projeleri hazırlamak istediğine dair bulgular vardır.

Ülkeleri ve kentleri yönetenler için, köprüler, her zaman özel ilgi alanı olmuşlardır.

 Kalkınmanın ve saygınlığın simgesi bu sanat yapıları, her zaman büyük ve heybetli projeler olarak düşünülmüştür. 

Örneğin, II Abdülhamit`in İstanbul Boğazı için oryantalist bir üslupla hazırlattığı proje hiçbir zaman uygulanamamıştır. 

Sadece fonksiyonun düşünüldüğü cumhuriyet döneminde, ülkenin en büyük iki asma köprüsü yapılmış olup üçüncüsünün tartışmaları da devam etmektedir.

 Bu köprülerden ilkinin yapımına tepki olarak Zap suyu üzerine 1969 da yapılan Devrimci Gençlik Köprüsü 1999 yılında kimliği belirsiz kişiler tarafından havaya uçurulmuştur.

 Günümüzde ise aynı coğrafyanın çetin şartlarında doğan insanlar için yaptırılan köprünün adı değiştirilmek istenmektedir. 

Bazen etnik kimliklerle yakın bağlantılı olarak görülen bazen de saldırılara uğrayarak yıkılan köprüler, halkın türkülerinde, edebiyatda, bilmecelerde yaşatılmaktadır.

Değerli konuklar,
Çok kısa bir şekilde anlatmaya çalıştığım ülkenin köprücülük tarihinden sonra, günümüzde ne durumdayız bir göz atalım isterseniz. 

Köprüler ile ilgili dersler üniversitelerimizin çoğunda ya okutulmamakta ya da üvey evlat muamelesi görmektedir. 

Hala köprü yönetmeliklerimiz yeterli değildir. Köprü yapmak, yan yana dizilmiş ön gerilmeli kirişlerden ibaretmiş ve başka bir şey yapmaya gerek yokmuş gibi bir algı yaratılmıştır.

 Bütün bunlara rağmen Türk köprücülüğünün uluslar arası arenadaki başarılı çalışmalarını sempozyum boyunca yakından tanıyacağız. 

Bu sempozyumda ayrıca, köprü tasarımından, malzeme özelliklerine, deprem performansından mühendislik uygulamalarına uzanan çok geniş bir yelpazede yaklaşık yetmiş bildiri sunulacak ve tartışılacaktır. 

Çok önemsediğimiz başka bir konu ise uygulamadan gelen meslektaşlarımızın katkılarıdır. Bu sayede, hem bilginin yayılması hızlanacak, hem de bilimsel toplantıların bunaltıcı etkisi azalacaktır.

Değerli katılımcılar,

Eskişehir, yaşanabilirlik sıralamasında en üst sıralarda yer alan ülkenin en önemli kentlerinden biridir.

 Kentin karakterinin oluşmasındaki unsurlardan birisi de Porsuk Nehridir. 

Nehrin kenti ortadan ikiye bölmesinden dolayı Eskişehir halkı, her zaman köprülerle ilişki içinde olmuş ve köprüleri kentin en değerli yapıları olarak görmüştür.

 Son on iki yılda pek çoğu yenilenen yaya ve araç köprülerimiz, birkaçı dışında, yapı envanterimizin içinde deprem güvenliği belki de en güvenli grubunu oluşturmaktadır. 

Köprüler konusunda kent kültürümüzden kaynaklanan bu hassasiyetimiz bu sempozyumu düzenlememizde ciddi bir etken olmuştur. 

Böyle bir toplantıyı, sadece bizim heyecanımızla gerçekleştirmenin mümkün olmadığı açıktır. 

Dolayısıyla pek çok kurum ve kişiden yardım istedik ve büyük destekler aldık.

Sempozyumun düzenlenmesinde birlikte çalıştığımız, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi ve Anadolu üniversitesi başta olmak üzere katkı veren tüm üniversitelerimize, 
Türkiye Köprü ve İnşaat Cemiyetine 
Karayolları Genel Müdürlüğüne, 
Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları Genel Müdürlüğüne, 
Bildiri sunan bilim insanlarına ve meslektaşlarımıza, 
Yurtdışından gelerek dünyadaki gelişmeleri bizlerle paylaşan uluslararası katılımcılara, 
Sevgili Erhan Karaesmen başta olmak üzere düzenleme, bilim ve danışma kurulu üyelerine,
 Gece gündüz demeden fedakârca çalışan şubemizin mühendis ve personeline, emeği geçen herkese şube yönetim kurulumuz adına teşekkür ederim.

Başarılı bir sempozyum dileği ile herkese saygı ve sevgiler sunuyorum.



TMMOB
İnşaat Mühendisleri Odası